Zaman su gibi akıp geçiyor. Sanki dün gibi ama bu 25 yılda o kadar çok yaşadık ki belki bir kitap yazsam ancak yaşadıklarımı aktarabilirim. Gerek karşılaştığım dava içerikleri olarak, gerekse yargı camiası olarak.
Aslında yaşadıklarımı günlük şeklinde kayıt altına almak istemişimdir ama iş yoğunluğundan buna hiç zaman bulamadım.
25 yılda herşeyden önce Türkiye'nin yedi güzel ilinde, birbirinden kıymetli dostlarla karşılaştık. Yaşadığımız şehrin kültürünü benimsemeye ve kültürlerini yaşayarak öğrenmeye çalıştım. Karaman/Ayrancı'da kaşık havası, Çamlıhemşin'de tulum horonu, Datça'da Kerimoğlu ve Çökertme, Zile'de Tokat Halayı, Van'da Şemmame, Balıkesir'de Harmandalı, Trabzon'da horon olduk. Bu oyunların hepsini az çok oynamaya çalıştım. Her gittiğimiz şehirin kültürü bize çok şeyler kattı ve kendimizi geliştirmemize, Ülkemizi daha iyi tanımamıza vesile oldu. Şu anda Türkiye'nin yedi farklı şehrinde bizleri koşulsuz seven, kalpleri bizim için de atan dostlarımızın olduğunu bilmek ve hissetmek ne güzel bir duygu.
İlk başladığımızda adliyelerde daktilo vardı. Kullanımı zor, verimliliği çok düşüktü. Yazılan bir kararda küçük yazım hataları bir şekilde tolere edilmeye çalışılır, hatalar çoğaldığında ise artık yaklaşık yarım saati alan yazı metni iptal edilirdi. tüm emek boşa giderdi. Bir Yargıtay kararına ulaşmak ne kadar zordu. Güncel bir içtihata ulaşmak hazine gibiydi. Şimdi artık bu sorunlar geride kaldı ama daha farklı ve daha büyük sorunlar ortaya çıktı.
Mesleğe ilk başladığımda karşılaştığım bir anımı da sizlerle paylaşmak isterim. Ayrancı'da görev yapıyor ancak Ereğli'de oturuyordum. Ereğli'deki meslek büyüklerimizden biri, yaşça diğer meslektaşımızdan büyük olmasına karşın yaşı biraz daha küçük olana hürmet ve saygı göstermekte idi. Bu durumu yalnız kaldığımda meslek büyüğüme sorduğumda "Benim yaşım büyük ama o meslekte benden daha kıdemli" cevabını almıştım. Ondan sonra bizim meslekte kıdeme yüklenen önemin daha da farkına vardım.
ilk iki görev yerim olan Ayrancı ve Çamlıhemşin'de işler çok yoğun değildi ama yine de mesai saatlerine aynen riayet ederdim.1997'de Ayrancı'da 15 gün çalışıp askere gitmiştim. Zaten 15 günlük süreçte yetkim de belli değildi. Telefon ile annemle konuştuğumda "Oğlum, artık devlet memurusun. iş olmasa da mesai saatlerinde görevinin başında olmalısın" diye söyledi. ben de sabah 08:00'de görevimin başında oluyordum. Derler ya "Nasıl başlarsan öyle gider" aynen söylendiği gibi oluyor. Halen daha sabah mesaiye tam saatinde yetişme endişesi ile evden çıkıyor ve biraz geç kalsam "keşke az daha erken evden çıksaydım" diye kendi kendime söyleniyorum.
Tüm hukuk ve tüm ceza mahkemelerine müstemir yetki ile baktım. Hatta Ayrancı'da ilçede görevli savcı olmayınca iki gün süre ile hem hakimlik hem de savcılık yaptım. Meslek hayatımın 13 yılı Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığında geçti.Özellikle Ağır cezada öyle davalara baktık ki bu husus belki başlı başına ayrı bir kitap konusu olabilir.
Her zaman görev yaptığımız yerlerde, belli mesafe dahilinde halkla iç içe olduk. Yargı mensupları yaşadıkları şehri, yaşam koşullarını bilmeli. iyi bir gözlemci olmalı. Yaşanan ve dava konusu olan bir eylemin hangi koşullarda gerçekleştiğini yargı mensubu hissetmeli. Dosya üzerinden hayatı doğru okumak oldukça zor. Belki olay yeri keşfi ile bazı hususlar açıklığa kavuşur ama doğal halinde olayın gerçekleştiği ortamı önceden bilmek ve gözlemleyebilmek bambaşka. Aynı masa başından haber yapan gazeteci ile yaşamın içerisinde yer alan gazetecinin haber yapması gibi.
Zaman içerisinde Yargıda birçok şey değişse de ben her zaman adil olma ve gerçeği bulup en doğru kararı en kısa sürede verme idealimden hiçbir zaman vazgeçmedim. bir çok yıl adli istatistiklere göre kendi baktığımız mahkeme kategorilerinde Türkiye birincilikleri de elde ettik. Bu uğurda ailemi ve özellikle o zamanlar daha da küçük olan çocuklarımı ihmal ettim. sağlığımı ihmal ettim ama yargılamasını yaptığımız dosyalarda vicdanen rahat olmanın huzuru karşısında bu ihmalkarlıklarımı gözardı ettim.
25 yılı doldurduğumda mesleğe ilk başladığım zamandaki yasal düzenlemelere göre emekli olabiliyordum. Artık bugün itibariyle de ücretsiz emekliliği haketmiş bulunmaktayım. Çocuklarımın eğitim durumu ve diğer koşulları ailem ile de değerlendirerek ne zaman emekliliğe ayrılacağıma birlikte karar vereceğiz.
Tüm meslek hayatım boyunca birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum meslektaşlarıma ve her kademedeki yargı çalışanlarına, görev yaptığımız tüm şehirlerdeki ve çevre illerdeki bütün gönül dostlarımıza,üç çocuğumuza farklı şehirlerde kendi evlatları gibi bakan yedi yardımcı annemize teşekkür eder, selam ve sevgilerimizi sunariz...
Keyifle okudum yazdiklarinizi, 40 yil 8 ay oldu ben bir adliyede idari isler muduruyum, diyorsunuz ya yargi mensubu yasadigi sehri yasam kosullarini bilmeli, iyi gozlemci olmali vs diye ve halkla ic ice oldugunuzu anlatmissiniz, bende sizin anlattiginiz gibi Onlarca hakim savci ile çalıştım ancak yeni hakim savcilarimiz birakin şehri halki adluyenin icinde bize gunaydin demiyorlar.. Bu arada yaziniza nereden geldim memleketimden birini ariyorken tesaduf internetten karsima çıktı isminiz ve sayfaniza baktım. Köprübaşı fidanli mah. Benim de memleketim selamlar
Birkonser çıkışında ünlü kemancı Fritz Kreisler'in bir hayranı ona doğru koşarak coşkuyla: "Sizin kadar güzel çalabilmek için bütün hayatımı verirdim." der. Kreisler cevap verir: "Ben verdim." yaşam bir serüvendir hazır bir reçete değil. Güzel yazını okuyunca bu söz geldi aklıma abi , nice başarı dolu senelere .
Fatih bey başarılarınızın devamını dilerim. Meslek hayatınızda daha nice başarılara imza atmanız dileğiyle Balıkesirden sevgiler saygılar.
Sayın Başkanım hayırlı olsun. Tabrik eder başarılarının devamını dilerim. Nice 25 yıllara sağlıklı inşallah
25. yılınızı tebrik eder, nice başarılı yıllar diliyorum. 👏👏👏
Canım eşim, hayat arkadaşım, iyi ki’m... Seninle gurur duyuyorum.Her zaman dürüst ve adil bir yargıç oldun.Her ne kadar yargı mensubu olmasam da çevremizdeki herkesten hem yargıçlığın hem de insanlığın adına o kadar güzel ve anlamlı sözler duydum ki şimdiye kadar... Ne mutlu bize! İşte bu asil adam benim eşim. Allah yolunu açık etsin.Başarıların daim olsun canım.
ALLAH utandırmasın Sizler sayesinde güçlüyle gücsüz eşit haklara sahip yaşam hakkına sahip oluyor Siz mazlumların adalet aradığı makamlarsınız iyiki varsınız ALLAH sizlerin yardımcısı olsun inşllh Sizler sayesinde bu ülke daha güzel Nice güzel yıllara Selamlar;
ERSOY ÇELEBI 01.08.2021
Sayın fatih aksoy öncelikle SAYIN aslan aksoy babanıza allahtan rahmet peygamber efendimize komşu olmasını allahutaladan niyaz ederim geride kalanlara tüm ailene huzur mutluluk sağlıklı olarak yaşamanızı allahutalaya niyaz ederim sizinle konuşmayı çok istiyorum insaallah ALLAHUTALA bana nasip eder ALLAHIN RAHMETI BEREKETI UZERINIZDE OLMASI dilegigiyle